Bu Blogda Ara

9/17/2010

söz

Karaburun'da bir Asmalı Mencere gecesi saz söz hoş muhabbetten sonra Zuhal Okuyan ile otururken arkadaşı Hatice Ayrancı'dan ''Sazını santurunu topladı gitti'' ve ''Santur çivisi gibi olmak'' deyimlerinin olduğunu öğrendim. 'Sazını santurunu topladı gitti ; bir kişinin bulunduğu yeri terk etmesi anlamında, ' santur çivisi gibi olmak ; bir durum karşısında sağlam durabilmek anlamında kullanılırmış. Daha sonra ''Gönül arzuladı Nİğde'yi Bor'u'' diyen Dadaloğlu'ndan da Kral Kızı ile Dadaloğlu şiirinde :

Göremedim baharını yazını
Çalamadım santurunu sazını
Özge yarin nice çekem nazını
Gözlerimden akan seller iniler...

dizelerini okuyunca Niğde ile Santur ilişkisini irdelemeye başladım. Dadaloğlu'nun yaklaşık olarak 1785- 1870 tarihlerinde yaşadığını ve Niğde'nin Kapadokya bölgesinde yer alan bir ilimiz ve geçen yüzyıla kadar Rumların yoğun olarak yaşadığı yerlerden biri olduğunu, santurun rumlar arasında yaygın bir çalgı olduğunu göz önünde bulundurarak deyimler ile bir ilişkileri olduğunu düşündüm. Santuru Niğde ilinde çalan/çalmış olan birisi olmalı diye düşünürken Ömer Fethi Gürer imzalı Bor'u ve Bor'da yetişmiş hattat, şair ve yazarları tanıttığı Yeşil Bor Gazetesi başlıklı bir yazıda Bor doğumlu Santuri Halil Efendi isimine ulaştım.
Santuri Halil Efendi ile ilgili elimde henüz başka bir bilgi yok. Araştırılacaklar listeme bir isim daha eklenmiş oldu.
Bu deyimler hala Niğde'de Bor'da kullanılıyor mu henüz bilmiyorum ama bir gün yolum o taraflara düşerse öğreneceğim... Şimdilik sazımı santurumu toplayıp gidiyorum...




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder