Bu Blogda Ara

8/11/2010

Santur

2003 yılının temmuz sıcağında bir akşamüstü Tünel’in arka sokaklarında Siya Siyabend’den Hemo’nun büyülü çalışı, buğulu sesi ile dinledim ilk kez Santuru… İlkler güzeldir a. O günün güzelliğini hiç unutmadım… Sesin büyüsü ile karşı karşıyaydım, hiç karşı koymadan O’na eşlik ettim, yolunda yürüdüm, usûlüne uydum… Usûl’e dem verme günlerim bir seneyi biraz geçtikten sonra başladı. Önceleri dem ile yetinirken, müziği öğrendikçe, Türk Müziğine kulak misafiri oldukça, makamlar ile geçişler ile tanış oldukça dokuz eşikli santurdaki diyatonik ses düzeni kısıtlı gelmeye başladı. Daha geniş akord düzenine sahip bir santur ihtiyacını karşılamak için nasıl araştırma yapacağımı mı bilmiyordum yoksa almak için imkanlarım mı kısıtlıydı ? bilemiyorum hangisi daha ağır basıyordu. İste o ara kendi istediğim düzende bir santur yapma fikri oluştu. Sonrasında bir çalgı yapım ustası, ustam, Necati Gürbüz ile tanışmam benim için tarif edilemez güzellikteki bir olaydır… Kabaca bu sırada giden olaylar sonrasında, santur hakkında, santur yapımı hakkında araştırmalar yapmaya başladım. Her insan bir derya derler, Santuri Dr Ümit Mutlu ve dolayısı ile Türk Santuru ile tanışmış olmam da benim için ayrı bir mutluluk verici olaydır. Sözü fazla uzatmayalım, zamanla, bu sayfada Santur ile ilgili öğrendiklerimi, araştırmalarımı ve elimden geldiğince yaptığım/yapmaya çalıştığım santurlar ile ilgili bilgileri bulacaksınız. Keyifli okumalar…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder